Sessiz Ev Eserinde Kabullenilmiş Sessizliğin Sebebiyet Verdiği Yalnızlaşma Olgusunun Fatma Karakteri Odaklı Analizi
- Berendeniz Eştürk
- 2 Oca 2024
- 3 dakikada okunur
Sessiz ev eserinde, bireyler odağında yalnızlaşmanın sebeplerinden biri kabullenilmiş sessizlik kavramıdır. Kabullenilmiş sessizlik; kişinin söylemlerinin, düşüncelerinin ve ortaya farklı fikirler çıkarmanın önemsiz ve gereksiz olduğu algısına kapılarak sessiz kalmasına denir. Pamuk kitabında kabullenilmiş sessizliğe karakterler üzerinden çeşitli yerlerde değinmiştir. Desteklemek amacıyla toplumsal cinsiyet normları ve geçmişten gelen travmalar başlıklarına değinmiştir. Toplumsal cinsiyet normları aile kültürlerine bağlı olarak değiştiği için kadın bireyler belirli normlara uymak veya aile içerisindeki anlaşmalarda uzlaşmak amacıyla çeşitli zamanlarda duygusal ifadelerini bastırmış ve kabullenilmiş sessizliğe neden olmuştur. Diğer bir yandan incelendiğinde kitap içerisinde değinilen geçmişten gelen travmalar ve sorunlar bireyler arası iletişimi olumsuz yönde etkilemiştir. Bu doğrultuda analiz çalışmasında, toplumsal normlar ve geçmişten gelen travmalar alt başlıkları ile karakterlerin yaşadıkları kabullenilmiş sessizlik durumunun sonucunda ortaya çıkan yalnızlaşma kavramının Fatma karakteri üzerinden incelenmesi yapılacaktır.
Toplumsal Cinsiyet normu karşımıza ilk olarak Fatma karakterinin babasının mutlu bir evlilik adına susması için verilen öğütle çıkar. “Kızım baba evinden gidiyorsun, şunu kulağına küpe et: Erkeklere çok sormamak gerektiğini anlatıyordu, merak kediler içindir, peki baba, zaten biliyorum, ben sana bir kere daha söyleyeyim de kızım, elini de öyle koyma, bak tırnaklarını da ısırma artık kaç yaşındasın, peki baba sormam, sormayacaksın, sormadım.”(Pamuk, 2022: 17)Babasının dediklerini uygulayan Fatma Hanım, kocasına “neden?” sorusunu hiç sormamıştır. “...Artık İstanbul'da oturmayacağız Fatma! Neden Selâhattin Bey’in, diye sormadım, ama anlatıyordu…” (Pamuk, 2022: 18) ilerleyen süreçlerde ise bu durum sebebiyle Fatma Hanım fikirlerini düşüncelerini hep içinde yaşamış, dışarı aktarmamıştır. “‘Okumak en iyi şey, oku ve öğren, çünkü yapılacak o kadar çok şey var ki, ha? Susuyorum ben. Okuyup uyanırsan bir gün göreceksin Fatma, ah ne kadar çok şey yapılacak, ne kadar çok hayatta. Ne kadar çok!’ Hayır çok az şey var.” (Pamuk, 2022: 22) alıntıda Fatma karakteri o zamanlar kocasının sorduğu soruların hiçbirine yanıt vermemiş ve susmuştur. Doksan yaşına geldiği zaman Selâhattin Beyin ölmesi sebebiyle son cümlede Fatma karakteri cevabı kendi içinden vermiştir. İçinde yaşadıklarının hiçbirini yansıtmayan Fatma Hanım, babasının verdiği bir öğütle sessizleşmiştir. Kabullenilmiş sessizlik zamanla Fatma karakterinin yalnızlaşmasına sebep olmuştur.
Fatma Hanım'ın geçmişten gelen kocası kaynaklı travmaları bulunmaktadır. Selâhattin Bey evlerine hizmetçi olarak alınan kadınla sürekli Fatma Hanım’ı karşılaştırmıştır. Fatma Hanım ile evli olmasına rağmen Selâhattin Bey, başka bir kadın ile hem evin içinde hem de kulübede birliktelikler yaşamışlardır. Gözünün önünde kocasının hizmetçisi ile 2 çocuk yaparak bir aile gibi yaşamaları Fatma Hanım’ın dünyadan nefret etmesine sebep olmuştur. Dünya’dan nefret etmesi dünya ile iletişiminin azalmasına sebep olmuştur.“Ne iyi kadındı, milletimin güzelliği vardı, ne iyi kadındı, ne iyi kadındı” (Pamuk, 2022: 217) alıntısı ve “Çalışkan o kadın, dürüst, namuslu, açık sözlü ve güzel! Senin gibi yalnızca suçtan ve cezadan korkarak yaşamıyor, çünkü senin gibi çatal bıçak tutmayı ve kibarlık taslamayı öğrenmemiş” (Pamuk, 2022: 218) alıntılarından Selâhattin Bey’in iki kadın arasında karşılaştırmalar yaptığını ve bu karşılaştırmalarda eşi Fatma Hanımın çokça aşağıladığını gözlemleriz. Fatma Hanım’ın, Selahattin Bey’in bu tavırlarına karşı çıkmaması ve yorum yapmaması kabullenmiş sessizliğe bir örnektir. Fatma Hanım’ın yaşadığı kabullenilmiş sessizlik sebebiyle Selahattin ile birbirlerine yalnızlaşmışlardır.
Yapılan analiz çalışmasında ortaya çıkan sonuçta, Fatma karakterinin kabullenilmiş sessizliğin sebebi hayatında bulunan ve onu etkileyen baba ve Selâhattin Bey faktöründen kaynaklanmaktadır. Babasının kendi toplumsal cinsiyet normunda kadının evliliğinin mutlu bir şekilde yürümesi için sessiz kalması gerektiğini savunur. Kabullenilmiş sessizlik sonucunda Fatma bireyi yalnızlaşmıştır. Yanı sıra kocası Selâhattin Bey’in farklı bir kadınla birliktelik yaşayıp iki çocuk sahip olması da Fatma karakterinde bir travma bırakmış ve bu travma sebebiyle karakter yalnızlaşmıştır.


