top of page

Sessiz Ev Eserinde Bireyin Toplumu, Toplumun Bireyi Etkileme Şekilleri

Orhan Pamuk’un Sessiz Ev romanı, üç kardeşin babaannelerini ziyaret ettiği bir haftalık bir süreci anlatır. Roman, 12 Eylül 1980 darbesinden önceki bir aylık zaman diliminde geçer ve bu süreçteki birbirine karşıt ideolojiler eserin karakterlerine yansıtılmıştır. Bu farklı ideolojiler, karakterlerin kendi içsel dünyasını etkilemekle beraber onların dış dünyasındaki bağlarını da etkilemektedir. Bu bağlamda, toplum içerisinde farklı ideolojilerin yer alması, farklı kimliklerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Ortaya çıkan bu farklı kimlikler, toplumda geleneksel ve modern düşüncelerin ortaya çıkmasına ve bu düşüncelere sahip kimliklerin zaman içinde çatışmasına neden olmuştur. Bu makale, Orhan Pamuk’un Sessiz Ev eserinde bireyin toplumu ve toplumun bireyi etkileme çabalarını kimlik oluşumu ve karşıt değerlerin çatışması üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. 


Sessiz Ev eserinde karakterlerin kimlikleri, çevre ve dönem etkisi gibi sebeplerden ortaya çıkmaktadır. Kimliğin çevre ile oluşmasına örnek olarak Recep karakteri verilebilir. Recep karakteri küçükken aldığı darbelerden dolayı uzayamayan, bu yüzden de cüce kalan bir karakterdir. Cüce oluşundan dolayı Recep aşağılık kompleksini derinden yaşamaktadır. “Recep’in çocukluğunda arkadaşlar arkadaşlarıyla oyun oynamak istemesine rağmen sürekli kaçış eğiliminde olması aşağılık kompleksini erken yaşlardan itibaren yaşadığını gösterir.” (Erol, 2014, 82) 


“Televizyonların mavi ışığıyla aydınlanan dar sokaklarda park edilmiş arabalar arasında çocuklar saklambaç oynuyor. Küçükken bu oyunu iyi oynayabileceğimi düşünürdüm, ama o zamanlar İsmail gibi onlar arasına girecek cesareti kendimde bulamazdım.” (Pamuk, 2021, 14) Recep’in küçüklüğüne yaşadığı ve tüm yaşantısını etkileyen bu durum onun daha çekingen bir kimliğe sahip olmasına neden olmuştur. 


 Dönem etkisinin kişinin kimliğine yansımalarını ise Hasan karakterinde görmek mümkündür. Hasan, milliyetçi gençler arasında kendisine sosyal statü arayan bir gençtir. Milliyetçi arkadaşları Mustafa ve Serdar ile milliyetçi duvar yazılarıyla propagandalar yaparak milliyetçi bir kimliğe sahip olan Hasan, devrimci ve komünist bir kız olan Nilgün’e aşık olur, fakat siyasi düşüncesinden ötürü onu sevmekten korkar. “Ben ona aşık olamam ki, o kız komünistmiş.” (Pamuk, 2021, 151) 


Sessiz Ev eserinde Batılı bir kimliğe sahip olan dede Selahattin Darvinoğlu, pozitivist bir anlayışla hayatı bilimsel ve deneysel olarak ölçer. Bilimin ilerleyişi nedeniyle de Batı’yı daha üstün görür. Doğu’nun Batı’ya göre daha geleneksel kalmasını ise dine, cahilliğe ve tembel olmaya bağlamıştır. Selahattin’e göre dinin geri kalmışlığa etkisi, “...susuyorsun, değil mi? Çünkü sen de anlıyorsun ki Allah yok artık. Senin gibi, onlar da bir gün benim yazdıklarımı okuyup bunu anlayınca ne olacak bakalım…” (Pamuk, 2021, 120) sözünden anlaşılabilir. Selahattin, 48 ciltlik bir ansiklopedi yazarak Doğulu geri kalmış düşünceyi yok etmeyi, insanlara dinlere inanmanın gereksiz olduğuna ikna etmeyi amaçlamaktadır. “Çünkü bilimdir artık Tanrı’mız, işitiyor musun Fatma?” (Pamuk, 2021, 121) sözünden bu durum anlaşılabilir. 


Selahattin, Fatma’ya onun daima özgür olduğunu söyleyerek “...seninle iftihar ediyorum Fatma, sana saygı duyuyorum, seni de özgür bağımsız bir insan olarak görüyorum; ötekilerinin karılarını gördükleri gibi bir cariye, odalık olarak görmüyorum seni, benim eşitimsin canım.” (Pamuk, 2021, 83) ona dünyada yapılacak çok fazla şey olduğunu açıklamaya çalışır. “ Ancak Fatma’nın babasının erkek karşısında daima susması öğüdünü tutarak geleneksel kadın rolüne uygun davranması, kendi duygularını ve düşüncelerini söylemesi, aralarında Selahattin’in istediği Batılı ve modern kadın-erkek ilişkisinin kurulamamasına ve ilişkilerinin giderek bozulmasına sebep olur.” (Soysal Eşitti, 2021, 7) Modern bir düşünce yapısına sahip olan Selahattin ile ona göre daha geleneksel kalan bir düşünce yapısına sahip olan fatma arasında düşünce ve değer çatışmalarının yaşandığı bu durumlardan anlaşılabilir. 


Sonuç olarak Orhan Pamuk’un Sessiz Ev romanındaki kimlik oluşumları ve zıt kimliklere sahip insanların çatışmasının altında birey-toplum ilişkisi yatmaktadır. Birey-toplum ilişkileri, Sessiz Ev romanı içerisinde dönemin siyasi atmosferi, ideolojik çatışmalar ve çevresel etkenler nedeniyle farklı kimliklerin oluşumuna neden olmuştur. Bu farklı kimlik ve ideolojiler arasında yaşanan çatışmalar Sessiz Ev içerisinde geleneksel ve modern değerlerin çatışması olarak okuyucunun karşısına çıkmaktadır. Bu çatışmalar karakterlerin içsel dünyalarını şekillendirirken dış dünyayı da etkilemektedir. Sessiz Ev eseri Recep’in aşağılık kompleksiyle başlayan bireysel bir çatışmanın Hasan’ın ideolojik çatışmasına ve Selahattin’in Batılı düşünceyle geleneksel değerlere karşı duruşuna evrilmesini gösterir. Bu durum da bireyin toplumu veya toplumun bireyi etkileme şekillerinin tabanında ideolojilerin olduğunu göstermektedir. 



Kaynakça:

Pamuk, Orhan. Sessiz Ev. Yapı Kredi Yayınları, 2021. Accessed 1 January 2024.

Erol, Sedat. “Orhan Pamuk Romanlarının Tema Bakımından İncelenmesi.” Yök Açık Bilim, 22 September 2021, https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/709338/yokAcikBilim_10024992.pdf?sequence=1. Accessed 1 January 2024.

Soysal Eşitti, Aslı. “SESSİZ EV ROMANINDA KADINA BAKIŞ, SESSİZLİK VE ŞİDDET* Aslı SOYSAL EŞİTTİ**.” DergiPark, 2021, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1114113.  Accessed 1 January 2024.



bottom of page