top of page

Körlük’te Görme Algısının Arka Plandaki Bilişsel ve Duyusal Taraflarının Çatışması

Görme, biyolojide temel olarak göz organına giren ışık ışınlarının elektrik sinyalleriyle beyne iletilip yorumlanmasıdır. Fakat algı olarak görme, yalnız bir duyu organından gelen sinyallerden daha öte konumdadır, elektrik sinyalleriyle beraber insan aklının psikolojik olarak üretilen kavramsal çıkarımlarından oluşmaktadır; bunlar ve düşünceler insanın bilişsel görme algısını oluşturur. Bilişsel görme, duyudan gelen bilgilerle birlikte kişinin olaylar arasında ilişkiler ve beyinde sinaptik (nöronlar arası) bağlantılar kurmasına yardımcı olur. José Saramago’nun Körlük eserinde olay örgüsü ön planda duyusal bir körlük üzerinden ilerlemekteyken, arka planda bilişsel görme algısının da değişimleri gözlemlenir. Bu yazıda eserdeki görme unsurunun algısal değişiminin duyusal ve duygusal açılardan etkileri incelenecek ve aralarındaki bağlantılar ele alınacaktır.


Eserde insanlığa hiç yoktan bulaşmaya başlayan beyaz körlük salgını, duyusal olarak körlük “kapan” bireylerin gözleri açık veya kapalı olsa da yalnız süt gibi bembeyazlık algılamasına yol açmaktadır. Normalde hiçbir şey görmeme olarak tanımlanan körlük, eser içerisinde bir şey (beyaz) görme olarak kullanılmaktadır. Beyaz körlük, kullanılan biçiminde kendi özüne dönüşmüş ve ayrı bir kavram olma durumuna gelmiştir. Duyusal görmemenin başlaması ile bilişsel görme algısını oluşturan belli niteliklerden biri kaybolmuş ve algı, farklı niteliklerden daha fazla bilgi toplamaya başlamıştır. Doğuştan kör olan bireylerde görme algısını meydana getiren nitelikler başlangıçtan bir eksi olduğundan, beyin görme bölgesi dışındaki bölgelerde nöronlar arası daha fazla bağlantı kurar ve bu, bireylerin diğer duyularının (yüksek koku alma, işitme, dokunma) ve duyu dışındaki algı niteliklerinin (dil, hafıza, hayal gücü) daha gelişmiş olmasına yol açar. Görme algıları sonradan değişen kişilerin davranışları, hal ve hareketleri, düşünceleri, hayal güçleri başkalaşarak, değişim öncesine yabancılaşır ve kişiye yeni bir benlik oluşturur. Yeni körleşen benliklerde duyu kaybı güncel olduğundan görme duyusunun izlenimleri devam edebilmektedir. Eserden alınan “Birinci körün karısıyla o, bir elleriyle göğüslerini, öteki elleriyle de edep yerlerini örtüyorlardı, Benim yüzümden değil, …” (Saramago, 156) alıntısına bakıldığında görmenin var olmamasına rağmen olduğuna dair düşünce ve izler, karakterlerin algılarında halen yer edindiği için yeni benlikleri tam olarak gelişememiştir. Bu alıntıda yapılan davranışa karşın “Tuvaletlere ulaşmak her bakımdan olanaksız hale gelince, körler tüm bedensel dışkılarını avluya bırakmaya başladılar.” (Saramago, 78) alıntısında verilen insanların boşaltım ihtiyaçlarını gidermesi ve hijyen sınırlarının kalkması örneğinde, bir önceki alıntının aksine bazı kişilerde yeni görme algısı ile benliklerin hızlı geliştiği ve hal ile tavırların ona göre şekillendiği görülmektedir. Verilen durumdaki algının oluşmasında, hayatta kalma güdüsünün de bir nitelik olarak görme algısının üzerinde etki ettiği görülmektedir. Görme duyusunun bireylere geri gelmeye başlamasıyla birlikte görme algısı yeni benlikten eski benlikteki haline dönüşmeye başlamaktadır. Fakat görme duyusu kaybının başında olduğu gibi önceki benliğe alışan zihin ve algı, görmeye başladığında da alıştığı körlük benliğine bir süreliğine bağlı kalmaya devam etmektedir, vaktin geçmesiyle değişim hızlanacak ve yeni algılar üstün gelecektir.

 

Görme algısı, sadece göz organından gönderilen elektrik sinyallerinin beyinde yorumlanmasından farklı olarak, bilincin kavramsal ve sinaptik ilişkiler kurup, duyu organlarından (göz, burun, kulak vb.) gelen verilerin düşüncelerle sentezlenmesinden oluşur. Var olan görme algılarının değişimi, bireylerin kendilerine yeni benlikler oluşturmasına ve düşünce ile hal, tavırlarını buna uygun olarak düzenlemesi yol açmaktadır. Değişen benliklere ve görme algılarına sahip kişilerin toplum içindeki hoşgörü ve etik kurallarına uyduğu davranışlar da değişebilme ihtimaline açık duruma gelmektedir. Görme duyusu değişimlerinde eski benlikler, yeni algılar üzerinde etkisini sürdürebilirken zamanın ilerlemesiyle eski benliğe kişi yabancılaşabilir.

 



Kaynakça:

Saramago, Jose. Körlük: 1998 Nobel Edebiyat Ödülü (Turkish Edition). 1. baskı., Kırmızı Kedi, 2017.

“Brain ‘rewires’ Itself to Enhance Other Senses in Blind People.” ScienceDaily, www.sciencedaily.com/releases/2017/03/170322143236.htm . 31 Mayıs 2022’de erişildi.

bottom of page