top of page

“Körlük” Eserinde Kimlik Kaybı Odağında Ahlaki Yıkım ve Körlüğün Kanıksanması Kuramlarının İncelenmesi

Güncelleme tarihi: 7 Ara 2024


Kimlik, bireyin kendine dayattığı moral algıları ve bilişsel olgulardan meydana gelen birikimi ifade etmektedir. Maruz kalınan çevresel öğretiler ve toplumun kolektif bilincinin bireye empoze edilmesiyle kimlik şekillenmektedir. José Saramago, Körlük eserinde aniden ortaya çıkan bir körlük salgınının yarattığı karmaşa ve toplum içerisinde sebep olduğu histerik körlük üzerinden kimlik kaybına ışık tutmaktadır. Eserde, körlük salgını nicel düzleme dayandırılmanın yanında bireyi kendi içine hapseden ve kendi insanlığından sıyıran bir bilinç patolojisine işaret etmektedir. Bu bilişsel anomali ise ilk önce bireylerin, sonrasında toplumun insanlıktan uzaklaşmasına ve ahlaki yıkıma yönlenmesine sebep olmaktadır. Bu makalede, Körlük eserindeki karakterlerin ilkel içgüdülerine indirgenmiş kimlik algılarını yitirişi ve bireylerin körlüğü zaman içerisinde kanıksamalarının sonuçları incelenecektir.


Körlük salgının yayılmasıyla birlikte çevreleriyle olan bağlantıları zarar gören insanlar, gözleri hâlâ görürken göz ardı ettikleri iç dünyalarıyla zorunlu bir yüzleşmeye tabi tutulmaktadırlar. Benliğine hiç olmadığı kadar çok maruz kalan bireyler ise diğer insanları algılamakta güçlük çekerken kendi insanlıklarını kaybetmeye yüz tutmaktadırlar. Saramago’ya göre gören gözler ruhun aynasıdır. “Zaman geçtikçe, birlikte yaşarken ve genetik değişimler olurken, vicdanımızı giderek damarlarımızda dolaşan kanın rengine ve gözyaşlarımızın tuzuna

buladık, bu da yetmiyormuş gibi, gözlerimizi içimizi gören birer aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz ağzımızla inkar etmeye çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç çekincesiz gözler önüne serer hale geldi.” (Saramago, S. 25) Kör olmuş, benlik algısını yitirmiş ve kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bireylerden oluşan bir topluma tutulan soyut bir ayna ile kanıksamış oldukları kötülüğün içlerinde bulunduğu görülmektedir. İçe hapsoluş ile başlayan dışa vurum, ahlaki çöküntünün asıl kaynağıdır. Ahlaksızlık ve vahşet körlükle birlikte başlamamıştır ancak kimliğini kaybeden bir toplumda insanlıktan çıkmak kaçınılmaz hale gelmektedir. Eserde terk edilmiş bir akıl hastanesine hapsedilen körler, zaman geçtikçe minyatür bir toplum analojisi oluşturmakta ve benliğini kaybeden bireylerin sebep olduğu düzensizlik ve umutsuzluk bu topluluk üzerinden aktarılmaktadır. 


Körlük, cehalet ve ahlaksızlığa; görmek ise anlamak ve bilmeye dayanmaktadır. Tamamı körlüğe yakalanmış karakterler arasında görme yetisini koruyan tek karakter olan doktorun karısı, körlüğün ve görmenin çatışmasını sembolize etmektedir. Ahlakını kaybetmiş ve şiddeti romantize eden kör bir topluluk içerisindeki masumiyeti ve iyiliği temsil eden kavram, görmektir. “…Agnosia, yani nesneleri tanıyamama, psişik körlüktür... Agnosia, biliyoruz ki insanın gördüğü şeyi tanıyamamasıdır.” (Saramago, S. 27- 28) Eserde beyaz körlük, histerik körlüğü bilinçli biçimde seçen bireylerin çevrelerinde olup biten olaylara fütursuzca yaklaşımını eleştirmektedir. Agnozi kavramı, batı felsefesinde cehaleti temsil etmekte, görmemeyi cehalet ve görmeyi bilmek olarak nitelendirmektedir. Agnostizm ile etimolojik köken benzerliği taşıyan Agnozi, eserde umutsuzluk kaynaklı cehalet seçimi ve inanç yoksulluğuyla ilişkilendirilmektedir. “Aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktır.” (Saramago, S. 213) Modern dünyada insanın günlük olarak maruz kaldığı olaylara duyarsızlaşması, toplumun ahlaki bilincinin sarsılmasına sebep olmaktadır. Yakın dönemde toplumun büyük kesiminin dahil edildiği karantina prosedürü sebebiyle bedenen ve zihnen evinden dışarı çıkamayan insanlar, oluşturdukları güvenli bölge içerisinde kalmış ve karşılaştıkları felaketlere duvar örmüşlerdir. Kaosa evrilen toplumun ölümcül sakinliğinin sebebi, körlüktür.


Körlüğü maddi ve manevi düzlemde işleyen Körlük eseri, bireyin kimliğini oluşturan özelliklerden zaman içerisinde sıyrılmasının yol açtığı sosyal yıkımı ve ahlaksızlığın normalleştirilmesini okülersentrik bir toplum üzerinden işlemektedir. Görme duyuları gerçek benliklerini bastıran bireylerin, körlükle yüzleşmeleri durumunda gün yüzüne çıkan gerçek benliklerini zaman içerisinde kaybetmelerinin sebep olduğu yıkımın onarımı, bireyin körlüğe uyanmasıyla mümkün olabilir.

bottom of page