top of page

Persepolis Romanı Üzerinden Şaha Karşı Yapılan Mücadele ve Muhafazakâr Kesimin İktidarı Ele Geçirmesi

İran İslam Devrimi, 1979 senesinde şahın Sol-muhafazakar kesim tarafından devrilmesi olayıdır. 1980’den sonra ise radikal dincilerin yaptıkları değişikliklere “Kültür Devrimi” denir. Uzun yıllardır monarşi ile yönetilen İran halkı son şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin baskıcı yönetimine dayanamamış ve şaha karşı başkaldırmaya başlamıştır. Şaha karşı ilk önce Satrapi’nin amcasının, Satrapi’nin ailesinin de içinde bulunduğu sol ve Marksist ideolojiye sahip gruplar başkaldırmaya ve mücadele etmeye başlamıştır. Satrapi’nin ailesi de birçok kez protestolara katılmıştır. Ailesinden ve çevresinden etkilenen Marjene ilk başta kendi arkadaşlarıyla küçük protestolar düzenlemiştir sonrasında kendisi de protestolara katılmıştır. Sol kesimin başlattığı ve çocukları bile tesiri altına alan bu mücadeleye sonrasında ülkenin entelektüelleri, liberalleri ve muhafazakâr kesimi de desteklemiştir. Şaha karşı olan bu mücadele sol kesimin mücadelesi iken en sonunda solcularla tamamen zıt görüşlere sahip olan muhafazakârlar Humeyni önderliğinde iktidarı ele geçirmiştir. Bu makalede sol kesimin önderliğinde başlayan ve büyüyen bu mücadelenin nasıl zaman içinde İslam Devrimi’ne dönüştüğü Persepolis romanı üzerinden anlatılacaktır.

İslam Devrimi’ne kadar olan süreçte sol ve muhafazakâr kesimin mücadelesinden bahsedilecekse eğer öncelikle bu kesimlerin tanımları yapılmalıdır. Solculuk, sosyoekonomik sınıf farklılıklarına karşı olan insan merkezli bir ideolojidir. Kitapta Marks’tan ve Lenin’den etkilenen Anuş, Marjene’nin dedesi ve bu karakterlerin görüşlerinden de etkilenen Marjene ve ailesi sol ideolojiyi sahiptir. Kitapta şaha karşı özgürlük, demokrasi sloganları atan protestocuları da sol kesime dahil edebiliriz. Devrimden sonra solun karşında olan muhafazakar, radikal dinci kesimdir. 8. sayfada konuşma yapan kişi, Marjene ve ailesinin katıldığı protestoda solcu protestoculara saldıranlar, Marjene’nin İran’daki öğretmenleri muhafazakar kesime örnektir.


Şaha karşı protesto yapan sol kesimin iki isteği vardı: özgürlük ve demokrasi. Halk şahın baskıcı yönetiminden ve yüzyıllardır bir kral tarafından yönetilmekten sıkılmıştı. Şahtan, tahtı bırakmasını ve ülke rejiminin cumhuriyet yapmasını istiyordu. Marjene’nin babasının da dediği gibi o dönemde çok yaygın olan cumhuriyetçi fikirlere sahip olan Rıza Şah, iktidarı ele geçirmeden önce İngiliz ile konuşurken cumhuriyet rejimi kuracağını söylüyordu. Muhammed Şah tahta geçerken de “Bu ülkeyi gelmiş geçmiş en modern ülke haline getireceğim.” diyordu. Bu fikirler sola daha yakın olan fikirlerdi. Kitabın başlarında bahsedilen şah tarafından gerçekleştirilen sinema yangını sol cephedeki şah karşıtlarına yönelik bir saldırıydı. Muhammed Şah televizyonda demokrasiyi sağlayacağını söylerken yine sol kesimi hedef alıyordu. En sonunda devrim başarılı oldu ve şah tahttan indi. Devrimden sonra solun çöküşü ve radikal dincilerin yükselişi başladı.


Şah iktidarı bıraksa da iktidarı devralmış birisi yoktu. Eğer birisi iktidarı devralmak istiyorsa halkın neredeyse tamamını kendi çevresinde toplamalı ve halktan aldığı destekle iktidara geçmeliydi. Halkın çoğunluğu zaten sol veya sola yakın, şah karşıtıydı. Şahın resimleri yakılıyor, heykelleri yıkılıyordu. Ders kitaplarından fotoğrafları yırtılıyordu. Bütün bunlara rağmen ülke İslam cumhuriyetine dönüşüyordu. “İnanılmaz. Bu bir sol devrim olmasına rağmen cumhuriyet, İslam cumhuriyeti olarak anılmak istiyor.” (Satrapi, s. 66). “Televizyonda halkın yüzde İslam cumhuriyetine oy verdiğini söylüyorlar” (Satrapi, s.66). Radikal dinciler iktidarı ele geçirmişlerdi fakat şahı deviren solu hala kendi etraflarında toplayamamışlardı ve şahı deviren sol radikal dincileri de devirebilirdi. Bunun önlenmesi için ise öncelikle sol kesim baskılanmalı, protestolar engellenmeli, sol dağıtılmalıydı ardından halkı kendi etraflarında toplayabilirlerdi. Zaten Anuş’un da dediği gibi “Halkın yarısının cahil olduğu bir ülkede insanları Marks’ın etrafında toplayamazsın. Onları bir araya getirecek tek şey milliyetçilik kavramı veya din ahlakıdır.” yani radikal dincilerin iktidarda kalmasını sağlayacak iki şeyden biri sağlanıyordu zaten. Geriye radikal dincilerin solu dağıtması kalıyordu. Radikal dinciler iktidara geldikten sonra zaten solun bir kısmı ülkeyi terk ediyordu. Marjene’nin arkadaşları, ailesi de buna dahildi. Birçok kişi bu baskıcı dinci rejime karşı çıkmak yerine rejime uyum sağlamaya çalışıyorlardı. Sayfa 82’deki Marjenelerin komşusu örnek verilebilir. Marjene’nin annesi onlar hakkında “Geçen yıl etli bacaklarını mahalleye gösteren mini etekler giyiyordu. Ama hanımefendi şimdi kara çarşafa girmiş.” diyordu. Devrim öncesi şah karşıtı görüşler çocukları da tesiri altına almışken şimdi dinci görüşler çocukları tesiri altına almıştı. Örneğin Marjene ve arkadaşları ibadetlerini karşılaştırıyordu fakat öncesinde Che Guevara gibi giyinip sloganlar atıyorlardı. Radikal dinciler öncesinde tutuklana birçok sol görüşlü kişiyi öldürüyordu. Sokakta rejime karşı gelip türban takmayanları tecavüz etmekle tehdit ediyorlardı. Örneğin 81. sayfada Marjene’nin annesi de tehdit edilmişti. Bu olaydan sonra aile protestolara katılsa da radikal dincilerin solculara sopalarla, bıçaklarla şiddet uygulaması şaha karşı birçok protestoya katılan aileyi bir daha protestolara katılmayacak şekilde korkutmuştu. Böylece radikal dincilerin iktidarı tamamıyla ele geçirdiğini söyleyebiliriz.


Sonuç olarak sol devrimi olan devrim kolayca popülarite kazanabilen din kavramı altında ezilmişti. Radikal dinciler iktidarı ele geçirdikten sonra şahı deviren solcular bu sefer radikal dincileri devirmeyi başaramamıştı. Radikal dinciler önlemlerini almışlardı. Solda protestolar engellenmiş, devrimci fikirlere sahip olanlar öldürülmüş, diğerleri ise ya yurtdışına gitmişti ya da ülkede kalıp dinci kesime katılmışlardı. Böylece İslam Devrimi’ni, radikal dinci görüşü sağlamlaştırmışlardır. Hatta bu o kadar başarılı olmuştur ki kırk yıl geçmesine rağmen ülkede başarılı hareket olmamıştır. Ülkenin resmi adı hala İran İslam Cumhuriyeti’dir.

bottom of page