Kolaj Sanatına Bir Bakış
- Ela Yavuz
- 21 Eyl 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 9 Ara 2024
Fransızca kökenli bir kelime olan kolaj (collage= yapıştırmak), sanatsal anlamda farklı nesneleri (Temelde fotoğraf) bir araya getirerek estetiksel ya da anlamsal olarak bir bütün kılmaya verilen addır. Pablo Picasso Bottle of Vieux Marc, Glass, Guitar and Newspaper ve Georges Braque Violin and Pipe adlı eserleri ile kolaj sanatının ilkleri ünvanını almışlardır. Bu sanatçıların temelde Kübist eserler verdiği göz önünde bulundurularak Kolaj sanatının Kübizmin biricik oğlu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tabi ki de iki teknik arasında
inkar edilemez bir fark bulunmakta.

Örneğin, kübist eserlerde akrilik, yağlı boyar kullanılırken Kolajda neredeyse sanatçının kendi kaleminden çıkma hiçbir şekil ile karşılaşmaktayız. Aynı şekilde kübizm (edebiyatta olduğu gibi) işlenen konunun bir çok açıdan aynı anda çizilmesini hedefler, Kolajda böyle bir gaye bulunmamak ile beraber temel amaç kullanılan “eserler” ile yeni bir yaratmaktır

Kolaj Sanatının bahsettiğimiz ilk örneklerine baktığımızda daha sade bir kompozisyon görmekteyiz. Beyaz kağıdın üzerinde yapıştırılmış mukavva ve gazete parçaları anlamsal ve biçimsel olarak bir bütün sağlayamamış tam olarak.
1920 lerde başlayan Dadaizm akımının etkisi ile halihazırda tuhaf olan bu kolaj tekniğindeki malzemeler iyice tuhaflaşıyor. Özellikle değersiz görülen eşyalar kullanılmaya başlanmıştır. Kullanılan malzemelerin değişimi dışında estetik bütünlük de sadeliğini korumakla beraber parçaların daha uyumlu durduğu eserler ortaya koyulmaktadır. Bunu dışında eserlerin bazılarında anlamsal kırıntılar yer edinmekte. (Francis Picabia, 'Tableau Rastadada' (1920))

Dadaist sanatçılardan sonra Pop-Art, Natürmort, Sürrealizim, Modernist, Soyut Empresyonist gibi akımlardan da nasibini alan Kolajcılık günümüzde sanat terapistleri de dahil birçok sanatsever tarafından kullanılmakta. Kalem ve fırça kontrolü pek de iyi olmayan kişiler tarafından tercih edilmekte.
Tarihin çok da tozlu olmayan 1900 lü sayfalarından kafamızı kaldırıp günümüze baktığımızda Kolajın popülerliğini korumakta olduğunu görüyoruz. Geçmişin gündemiyle kısa bir tanışmadan sonra sizleri günümüzün gündemleri ile tanıştırmak isterim. Bu sebeple beğendiğim eserlerin kısa incelemelerini sizlere sunuyorum.
JESSE TREECE

Gece trafiğini seven bir insan olarak bu resmin beni içine çektiğini söylemeliyim. Zira esere ilk bakışınızda kulağınızda 150 ile boş otobanda giden arabanın rüzgarı yarıp geçerken çıkardığı huzurlu sesi duyabiliyorsunuz, ya da karanlıkta dans eden ışıkları. Ledler, araba farları, uyuyamayan insanların yanan lambaları, telefon ışıkları... Fakat fotoğrafın ortasında sanki köprünün üstüne oturuyormuş gibi yerleştirilen iki oğlan çocuğu var. Büyük ihtimalle halının üzerinde oynar gibi oynuyorlar işten eve yetişmeye çalışan insanların arabalarıyla. Küçük çocukların ve karanlık şehrin oluşturduğu tezatlık, kontrast uyumu ile birleşince (İki resim de 1960 basımlı bir dergiden fırlamış gibi) bana oyuncakları ile oynayan çocukların yaratıcılığı, kirli şehir hayatının ortasındaki çocukların masumiyeti gibi konuları çağrıştırıyor.
John Stezaker

İmaj her şeydir der çoğu politikacı. Bir bakıma haklılar da çünkü sosyal ortamlarda etiketlenmek size toparlaymayacağınız eksiler olarak geri dönebilir. Ayın bu resimde olduğu gibi imaj insanların sizin fotoğrafını ya da sizi gördüklerinde kafalarında oluşan resimdir. İnsanlar sizi gördüklerinde bir anlığına sizi unutur ve geçmişte kazandığınız bir yargı gelir akıllarına. İnsanların sizi gördüğünde burun kıvırmasının da, gülümsemesinin de sebebi bu dur. Aynı resimdeki gibi kafalarında sizin hakkında oluşturdukları resim!
Mehmet Geren

Bir çoğumuzun internette gördüğü ortaçağ eserleri ile günümüzü espritüel bir biçimde kolajlayici Mehmet Geren aslında internette görüp arkadaşlarımızla paylaştığımız eserlerin çoğunun sahibi. Web de kendisi hakkında yapacağınız küçük bir araştırma ile bunun fark edebilirsiniz.

Bu tarz eserlerin severleri olduğu kadar Rönesans sanatına hakaret olarak alanları da var tabi. Ben kendimi ilk tarafta konumlandırıyorum çünkü hem bazı kolajlardaki eserleri merak edip araştırarak eser bilgimi genişletiyorum hem de altında yatan modernite eleştirisini çözmeye çalışıyorum.