Ekmek Karnesi Tarihi
- Berendeniz Eştürk
- 13 Şub 2023
- 10 dakikada okunur
İçindekiler:
Ekmek Karnesi Nedir
Ekmek Karnesi Nasıl ve Neden Ortaya Çıkmıştır
2.1 Tahılların Toplanmasından Sonra Ekmek Karnesi’nin Ortaya Çıkışı
2.2 Ekmek Karnesi Hangi Amaçlarla Kullanılmıştır
Milli Korunma Kanunu
3.1 Milli Korunma Kanunu’nun Zaman İçerisindeki Değişimi
Ekmek Karnesi Ne Zaman Yürürlülüğe Girmiştir
Ekmek Karnesinin Kullanıldığı Dönemlerde Halkın Durumu Nasıldı
Ekmek Karnesinde Yapılan Sahtekarlıklar
Yapılan Sahtekarlıklara Uygulanan Yaptırımlar ve Alınan Önlemler
Ekmek Karnesinin Bitimi Ne Zaman Olmuştur
Ekmek Karnesi Uygulaması Nasıl Bitmiştir
Ekmek Karnesi Nedir?
1.Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomik problemlerle karşı karşıya gelen Türkiye, ekonomisini toparlayabilmek adına İzmir İktisat Kongresi gibi çeşitli denemeler yapmıştır.. Bu denemeler beklenenin üstünde bir başarı elde etmiş olmasına rağmen, hedeflemiş olduğu düzelmeyi elde edememiş olan Türkiye Cumhuriyeti, 1930-1939 yılları arasında devletçi ve korumacı çeşitli yöntemlere yönelmiştir. Bu süreç içerisinde oluşturulmuş olan sanayinin belirlenmiş(sabit değer, değiştirilmesi mümkün olmayan, istenileni elde edilemeyen) fiyatlarla ortalaması %10.3’tür. Elde edilen sonuçları bu zaman sürecine Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sanayileşme dönemi olarak nitelendirmek uygundur. 1929 yılında başlayan bu süreç ve 1930’lu yılların sonuna kadar dünyanın pek çok kendini ortaya koymuş olan önemli bir buhran’ın Türkiye Cumhuriyet’i ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri, 1930’lu yıllarda ekonominin büyük oranda önlenmesi, devlet işleri ile milli sanayileşme sürecine girilmesi ile aşılmaya çalışıldı. 1932-1933 yıllarında devletin bütün faaliyet ve yatırımları sürecinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin uğraşlarıyla Birinci Sanayi Planı oluşturuldu ve 1934’de uygulamaya başlandı. Bu plan özünde sanayinin geliştirilmesi, geleceği tahmin edilmiş olan çeşitli firmalar devlet yardımı yapılması ile ve dengeli yatırımlar yapılmış olması gibi düşünceleri vardı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti tarafından oluşturulmuş olan 5 yıllık kalkınma planı ülkenin istediği başarının elde oldu. Bu sebepten ötürü, 1923-1929 yılları arasında sanayinin beklenmedik artışı %11.3 olmuşken 1930-1939 yılları arası bu rakam %18.0 olabilmiştir. Birinci beş yıllık kalkınma planının başarısı ardından ikinci 5 yıllık kalkınma plan oluşturuldu fakat araya İkinci Dünya Savaşı’nın girmesiyle birlikte ikinci plan uygulamaya konulmamıştır.
Ekmek Karne’si, 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan ekonomik sıkıntıları ortadan kaldırılmayı amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda ekmek ve benzeri temel gıdaları devlet tarafından kontrol edilen bir karneye bağlanmıştır, bu karneye ise ‘Ekmek Karnesi’ ismi verilmiştir.
Ekmek Karnesi Nasıl ve Neden Ortaya Çıkmıştır?
Ekmek Karnesinin ortaya çıkışı 2. Dünya savaşı ile gerçekleşmiştir. 2. Dünya Savaşı’na Türkiye Cumhuriyeti, resmiyette girmiş olsa da -son iki hafta- fiilen herhangi bir katılımı bulunmamıştır. Ancak savaşa katılmamış olması ciddi zedelenmeler meydana gelmiş, ülke
ekonomik buhrana kapılmıştır. Özellikle devlet bu zamanlarda ihtimaller dahilinde yaşanabilecek olası bir kıtlık durumunda önlem alabilmek için bazı kararlar ile yetiştiricilerin -çiftçilerin- buğdayları ellerinden alınmıştır ve bu ülkenin insanlarını daha da zor bir duruma sokmuştur.
2.1 Tahılların Toplanmasından Sonra Ekmek Karnesinin Ortaya Çıkışı
Tarım yapan yetiştiricilerin buğdaylar ellerinden alındığında hiçbir kazanç sağlamadan her şeyi tekrardan başlamaları gerekmiştir. Bu en başından yetiştiricinin motivasyonunu kırmıştır. Yetiştiricilerin tekrardan ekmesi için paraya ihtiyacı vardır ancak el konulan buğdaylar ithal edilemediğinden ötürü hiçbir kazanç sağlayamamışlardır. Bu da işleri daha da imkansızlaştırmıştır.Bu süreç içerisinde fırıncılar buğdayın azlığından ötürü değerlenmesiyle ekmekleri buğday yerine arpa ve çavdar karışımlarından oluşturmuşlardır. Fırınlardan tüketicilere sunulan bu ekmeklerin kalitesi düşürülmüş kullanılan arpa ve çavdar oranı sürekli düşmüştür. Bunu fark eden hükümet ise bu durumu çözmek için buğday ekimini arttırma girişimlerinde bulunmuştur.
Ancak istenen üretim sağlanamamıştı. Üretim az; tüketim çoktu. Devlet, bu durumu kontrol edebilmek amacıyla ‘Ekmek Karnesi Uygulamasını’ ortaya koymuştur.
2.2 Ekmek Karnesi Hangi Amaçlarla Kullanılmıştır?
Ekmek Karnesi'nin kullanılmasının sebebi, ülkenin yaşadığı olağanüstü koşullar eşliğinde gerçekleşmesi olası olan bir kıtlığa müdahale anlamı ile ortaya konulmuştur. Bu süreç içerisinde ülkenin elinde bulunan ve el koyduğu tahıl ürünlerinin de elde olmaması ile birlikte var olmuştur. İstenilen ekonomik düzelmeler de gerçekleşmediği için ekmek karnesine ayriyeten ihtiyaç duyulmuştur.
Milli Korunma Kanunu
Milli Korunma Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Dünya savaşı sonra ortaya ekonomik koşullarından ötürü Cumhuriyet Halk Partisi tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Milli Korunma Kanununa göre hükümet, olası kötü durumlarda halkın ürünlere el koymakta hatta insanlara zorunlu çalışmasını sağlayan bir kanundur.
3.1 Milli Korunma Kanunu’nun Zaman İçerisindeki Değişimi
Refik Saydam’ın Başbakanlık yaptığı dönemlerde Milli Korunma Kanunu toplamda 3 defa değişikliklere uğramıştır. Fakat yapılmış olan bu önemli değişiklikler, Hükümete verilmiş yetki alanını daha da genişletmiş ve kamuoyunun da rahatsız olmasına sebep olmuştur. Refik Saydam’ın 1942 yılında hayatını kaybetmesi sonrası yerine Başbakan olan Şükrü Saraçoğlu da Milli Korunma Kanunu’nda çeşitli değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerden sonra ise şeker ve un gibi gıda ürünlerinin üretimlerinde tarlada çalışan insan sayısı, Ülkenin 2. Dünya Savaşına giden genç erkek sayısının artması yetersizlikler sebebiyle ekmek makarna vb. temel ihtiyaçlara çeşitli kısıtlamalar getirilmiştir.
Ekmek Karnesi Ne Zaman Yürürlülüğe Girmiştir?
14 Ocak 1942 tarihlerinde ekmek Karnesi uygulanmaya başlamıştır. Uygulamaya geçen ilk şehir İstanbul olmuştur.14 Ocak 1942 yılında ilk İstanbulda uygulanmaya başlanmış olan Ekmek Karnesi, insanların yaşına göre farklılık göstermiştir. -kendi ihtiyaçlarını karşılayacak azami değer ile-7 yaşından küçük olan bir çocuğun Ekmek Karnesi ile alabildiği ekmeğin gramajı 187,5 iken 7 yaş üstü çocuklarda 375 gramdı. Ayrıca ağır çalışan işçiler de 750 gram ekmek düşmüştür. İstanbul’un ardından 17 Ocak 1942 tarihinde Ankara; 22 Ocak 1942 tarihlerinde ise İzmir ekmek karnesini uygulamaya başlamıştır. Ülkenin ekonomik koşulları zorlaştıkça diğer şehirler de Ekmek Karnesi uygulamasına geçmiştir.
Zaman ilerledikçe ülkenin ekonomik durumu daha da kötüye gidiyordu. Bu sebeplerden ötürü ilerleyen zamanlarda kullanılan ekmek karnelerinde vatandaşlara verilen ekmek karnelerindeki değer biçilen ekmeklerin gramajları düşürülüp arttırılmıştır.
Ekmek Karnesinin Kullanıldığı Dönemlerde Halkın Durumu Nasıldı?
Bu dönem içerisinde uygulanan Milli Korunma Kanunu sebebiyle ülkenin insanları azami değerde tutulan gıdalar ile yoksul bir zaman geçirmiştir. Devlet işçiden ziyade bu dönemlerde askere ve memura destek olmuştur.Ekmek Karnesi nasıl yaşlarına göre fark etmişse insanların mevkilerine göre de farklılıklar göstermiştir. Bu durum düşük gelirlilerin zorlanmasını; düşük gelirli insanlar ile, orta-üst gelirli insanlarla da farkın açılmasına sebep olmuştur.
Memura, askere devlet tarafından yapılan çeşitli ayrıcalıkar olmuştur. yapılan ayrıcalıklar -Verilen ekmek gramajının daha yüksek olması, fiyat farklılıkları vb.- bir süre sonra halk tarafından fark edilmiştir. Fark eden halk durumdan rahatsız olmuş. Ancak istedikleri başkaldırıyı gerçekleştirememiştirler.
Ayrımcılık yapıldığını fark eden bazı insanlar bu ayrıcalığı durumu kullanmak istemişlerdir. Verilen -ayrıcalıklı- karnelerin fırınlar tarafından ciddi bir denetimden geçmediğini fark etmişlerdir.
Ekmek Karnesinde Yapılan Sahtekarlıklar
Ekmek Karnesi’nin orta gelirli ve yüksek gelirli insanları o kadar zorlamasa da alt gelirli insanları zor durumlara sokması, bazı insanların farklı yollara başvurmalarına sebep olmuştur. Başvurulan yöntemler etik karşılanmamasına rağmen insanlar zor durum hallerinde bunu düşünemezler. Ekmek Karnesi’nde insanların mevkilerine göre yapılan ayrıcalıklardan alt gelirli insanlarda yararlanmak istemişlerdir. Bu sebepten ötürü çeşitli etik olmayan olumsuzlukların yaşanmasına sebep olmuştur. Bu etik olmayan davranışlardan biri sahte ekmek karneleridir. memurların-askerlerin Ekmek Karneleri’nin farklı ( memur-asker ekmek karneleri o zamanın alt sınıf insanlarınınkine nazaran daha ayrıcalıklıdır.) olduğunu fark eden alt sınıf insanları sahte ekmek karneleri oluşturmaya başlamışlardır.
Sahte ekmek karneleri olmayan insanlar adına veyahut olan insanlar (memur-asker) adına yapılmıştır. Fırıncılar üst düzey denetimler yapamadıklarından ötürü bu tarz durumlara engel olamamış, önüne geçememiş ve uzun süre fark edememiştir. Ekmek karnelerinde yapılan bir diğer sahtekarlık de kendi mevkisini farklı göstererek alınan ekmek karneleridir. Bu ekmek karnesindeki yapılan sahtekarlıkta, insanlara verilen ekmek karnelerinde insanlar o ekmek karnesindekilerle oynamalar yaparak mevkilerini farklı göstermiş, bu yaptıkları da ekmek karnelerinin değişimine (aldıkları miktarının daha da arttırmasını) sağlamıştır. Ayriyeten bu durumların yanında fırıncıların da yapmış olduğu çeşitli sahtekarlıklar olmuştur. Belirlenen sabit ücret, azami değerlerde belirlenmiştir. Fırıncıların satmış olduğu ekmekler harcadıkları emekleri bir hiçe sayıyor, karşılığını veremiyordur. Kazandıkları düşük ücretler ile üretmekte de zorlanmışlardır. Önceden de el konulan buğdaylar zaten belli bir düzeyde zarar etmelerine
sebep olmuşken üstüne bir de bu yaptıkları kazansız satışlar farklı yerlere yönelmelerine neden olmuştur. Bu sahtekarlıklar özellikle yapılan ekmeklerin kalitesini düşürmüş doyuruculuğu azaltmıştır alıcının durumunu daha da kötüleştirmiştir. Ekmekler yetersiz buğdaylar sebebiyle yapılan arpa ve çavdar yoluyla elde edilmesiyle zaten belli bir bozulma göstermiş olsa da ekmek yapılmasında kullanılan arpa ve çavdarın yavaş yavaş miktarının azaltılması ile daha da kalitesizleşmeye başlamıştır. Bu durumdan halk her ne kadar rahatsızlık duyuyor olsa da başka çarelerinin de olmayışından ötürü sessiz kalmak zorunda kalmışlardır. Fırıncıların yaptığı farklı türden bir sahtekarlığı da belli bir saatten sonra kapalı olması gereken fırınlar o saatlerde açılarak normaldekinden daha da yüksek mevlalarda ayriyeten satılıyor olmasıdır. Zor durumda olan insanlar açlıkklarından ötürü bu tür yöntemlere bulaşmış olsa da uzun süreli bir durum olmamıştır. Bunun sebebi zaten
ülkenin insanları fakirken üstüne biraz daha doyum sağlayabilmek için ekmek alacak paralarının olmamasıydı. Ancak bunlara rağmen uzun süre bu tarz durumlar gündemde kalmış ve devlet tarafından fark edilmiştir. Devlet bu yaşanan olayları fark etmesi ile çeşitli kısıtlamalar yapması gerekmiştir. Yapılan bu kısıtlamalar iki tarafın da bir yandan işlerini rahatlatırken öteki türlü zorlaştırmış olsa da insanlar kurallara uymamaya devam etmiştir. Bu zorlu zamanlarda insanlar toplumsal olarak değil de bireysel olarak düşünmeye başlamışlardır. Devlet yaptıkları kısıtlamaların da işe yaramayaşını fark ederek insanların işin ciddiyetinin boyutunu anlayabilmesi için yapılan kısıtlamalara uyulmaması takdirinde insanlara (kuralları çiğneyen her kimseye) çeşitli cezalar ve yaptırımlar uygulamaya başlamak için çalışmalar yürütmüşlerdir. Bu yapılan çalışmalar pek çok kez değişikliklere uğratılmış esnetilmiş veya sıkılaştırılmıştır. Ancak sürekli yapılan bu değişiklikler de olayların aksamasına, ceza alması gereken insanların almamasına sebep olmaya başlamıştır. Durumun gittikçe ciddiyetsizleşmesiyle birlikte insanlar rahatlamaya ve cezaları önemsememeye başlamıştır.
Bu zamanlarda hükümet otoritesinde zaten yaşadığı ekonomik sorunlardan ötürü başlayan saygınlığını kaybetme durumu ile ciddiyetsizleşmiştir. Devlet eski otoritesini tekrardan elde edebilmek (kendinin ne kadar etkili olabildiğini göstermek) için önceden belirlenmiş olan cezalarda değişikliklere gitmiş, rahatlamış olan halka varlığını göstermek için cezalarda ağırlaştırmalar meydana gelmiştir.
Yapılan Sahtekarlıklara Uygulanan Yaptırımlar ve Alınan Önlemler
Ekmek karnesindeki çeşitli açıkları fark etmiş halk sahtekarlıklar yapmaya (etik olmayan davranışlar sergilemeye) başlamıştır. Bu durum devlete ciddi boyutlarda zarar vermesiyle aynı zamanda ülkenin durumunu daha da zora sokması ve ülkenin insanının da gittikçe kötüleşmesiyle birlikte devlet buna bir dur deme kararı almış ve çeşitli yaptırımlar getirmiş, insanların bir daha yapmamasını sağlamaya çalışmıştır.
İlk başta istedikleri otoriteyi elde etmekte zorlanmış olup sürekli değişikliklere gitmişlerdir. Bu yapılan değişiklikler de olayları bozmaya insanların yaptıkları sahtekarlıkları arttırmasıyla devam edince hükümet, artık yaptırımların boyutlarını ilerletmeye ve bunları uygulamaya başlamışlardır. İnsanlar yapılan bu yaptırımlardan korkarak yapılan sahtekarlıkları ciddi boyutlarda azaltmış olsa da yine devam ettirmişlerdir.
Yapılan yaptırımlar ilk başlarda birkaç günlük gözlemler cüzzi miktarlardaki para cezaları ile ilerletilmiş olsa da zaman ilerledikçe -halk tarafından yapılan sahtekarlıklar devam ettikçe- devlet yıllarca süren hapis cezaları ve alt sınıf bir insanın hayatı boyunca çalışması ile ödeyebileceği yüklü miktardaki (Bir bakımdandan onlar için ödemesi imkansız olan ücretlerdir.) para cezaları getirmiştir. Halk başta bu cezaları da önemsemeyip sahtekarlık olaylarına devam etmiş olsa da sürekli artan tutuklu ve borçlu sayıları ile gözleri korkmuş ciddi bir oranda azaltma getirmişlerdir. Buna rağmen hala kimi insanlar bu sahtekarlıklara devam etmiştir. Ancak bu sahtekarlıklar devam etse de belli bir zaman içerisinde azalma gerçekleşmiştir. Bunun sebebi ise ülke insanlarının korkuları olmuştur. Ülkenin insanları diğer ceza alanlar gibi olmaktan korkmuşlardı. Devlet zor olmuş olsa da bu durumu çözebilmişti. İnsanların korkuları sayesinde o azınlıkta bir ilerleme değil gerileme gelişmiştir. Bu uzun süreli süreç içerisinde devlet sonunda istediğini elde edebilmiştir. Yaşadığı ekonomik problemlerin ardından kaybettiği otoritesini geri kazanmış; ülkeyi ciddi derecelerde etkileyen artık siyasi bir probleme dönüşmüş olan sahtekarlıkları da önleyebilmiştir.
Ekmek Karnesinin Bitimi Ne Zaman Olmuştur?
Ekmek Karnesi, 2. Dünya Savaşı’nın sonrası ülkenin yaşadığı ekonomik problemlerden ötürü ortaya çıkmıştır. Ülkede üretim azalıp tüketim arttığı için hükumet tarafından çeşitli önlemler alınmıştır: alınan önlemlerden biri de Ekmek Karnesi’ydi. Ekmek Karnesi insanların ihtiyacı olan en az miktardaki temel gıdayı daha rahat bir şekilde ulaşabilmesini sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Her ne kadar alt kesim insanlarını bu durum oldukça zorlamış olsa da 1 yılın ardından ülkenin ekonomisinin de düzelmeye gidişiyle birlikte kurtulmuştur. Ülke kurulduğu zamandan beri çeşitli ekonomik krizler yaşamıştır. Bu yaşadığı ekonomik krizlere de aynı ekmek karnesi gibi öncelerinde de çeşitli uygulamalar yürürlülüğe girmiştir.
Bu 1 yılın sonunda hemen bir düzelme gerçekleşmiş olmasa da şehriler kendi aralarında yavaş bir şekilde aynı Ekmek Karnesi’nin başlangıcı gibi bir farkla -Ekmek Karnesi’nin başlagıcında sürekli yeni şehirler uygulamaya başlarken, Ekmek karnesinin kaldırılışı ile de şehirler uygulamayı bırakmıştır- uygulamayı kaldırılmaya başlamıştır. İnsanlar da bunun sonucunda yavaşça eski hayatlarına geri dönmüşlerdir. 14 Ocak 1942 Tarihinde Türkiye'de ilk olarak İstanbulda uygulanmaya başlanmış olan Ekmek Karnesi 1 yılın ardından 8 Eylül 1943 yılında sona ermiş, yürülülükten kalkmıştır. Devlet ve halk tarafından zorlu geçmiş olan bu süreç 1 yıl sonunda ülke artık Ekmek Karnesi’nden yavaş adımlarla kurtulmuştur.
Ekmek Karnesi Uygulaması Nasıl Bitmiştir?
Ekmek Karnesinin bitiş süreci üretimin tekrardan artabilmesi bir bakımdan eski düzenini (yapılmak istenen eski düzeni) yine oluşturulması ile son bulmuştur. Ülke’de kıtlık çıkmasına
karşın bir önlem almak istemiş olan devlet, Milli Korunma Kanunu ile yetiştiricilerin yetişdirdiklerini ve halkın elinde bulunan tahıl ürünlerini el koyması ile birlikte ülkenin insanları zor bir duruma girmişti. Ülkede üretim azalmış, tüketim artmıştır. Toplanan tahıl ürünleri satamayınca yetişdirdiklerinden kazancını sağlayamayan yetiştiricini çalışma hevesi kazanmış aynı zamanda ekonomik durumdan da zor bir duruma girmiştir. ‘. Dünya Savaşı’na hazırlık olarak toplanan gemnç erkekler tarlalarda çalışamadıkları viçin de üretim de ciddi düzeyde bir azalma meydana gelmiştir. Bu zamanlarda ise buğday ın azlığından ötürü ekmeklerde ciddi düzeylerde kötüleşme meydana gelmiş, kalitesizleşmeye başlamıştır. Ekmek artık çavdar ve arpa karışımlarından oluşmuş kalitesi düşük ekmekleri satın alabiliyorlardı. Yetersiz buğdaydan ötürü azalma yaşanan buğday ekmeklerinin fiyatlarında ciddi düzeylerde artışlar meydana gelmiştir. Bir süre sonra bu yapılan alaşımlardaki kullanılan arpa ve çavdar tahıllarında da gerkçekleşen azalma ile birlikte ekmeklerin kaliteleri daha da düşmüştür. Bunu fark etmiş olan devlet, ekime olan teşviği arttırabilmek amacıyla buğday tahılının fiyatında arttış gerçekleştirmiştir.
Gerçekleşen bu buğday fiyatı artışı belli düzeylerde işe yaramış olsa da devlet istenen verimi elde edememiştir. Bu sebeptyen ötürü beklemiş olduğu kıtlık itibariyle insanlara toplanan ekmeklerin tahıl ürünleri ve temel gıda ürünlerini artık Ekmek Karnesi adı verilmiş olan bir yöntem kullanılmaya başlanmıştır. Bu ekmek karnesi çeşitli durumlara engel olmak için ortaya çıkarılmıştır. Bu ekmek karnesinde devlet tarafından çeşitli türlerde ayrımcılıklar yapılıyordu. İnsanların yaşına göre dağıtılan ekmek karnelerinde kimse bir yanlış bulmasa da insanların mevkilerine göre yapılan ayrımcılık (kayırmalardan) insanlar ciddi düzeylerde rahatsız olmuştur. Rahatsızlık duyan insanlardan bazıları ekmek karnelerinde bulunan açıkları fark etmiş ve buna göre çeşitli türlerde sahtekarlıklar ortaya çıkarmıştır. Yapılan bu sahtekarlıklar öncelikle devletin ekonomisinde bir bozulmaya sebep olmuş, aynı zamanda devletin otoritesinin de bir darbe daha yaşamasına sebep olmuştur. Yaşanan bu durumu fark etmiş olan devlet çeşitli türlerde cezalar getirmiş ve yaptırımlar uygulamaya başlamıştır. Önceden yaptığı uygulamalar basit cezalar olsa da sonradan ülkenin insanın ciddiye almaması ile birlikte devlet uygulanan cezaların ağırlaştırılmasına yönelmiştir. Sürekli değişen cezalar ve yaptırımlar yüzünden ilgili birimler durumu kontrol edememeye başlamış ve bu sebepten ötürü insanlar tarafından yine yapılan sahtekarlıklara devam edilmiştir. Yapılan bu sahtekarlıklar ile birlikte artık yalnızca alıcı değil satıcı da yapmaya başlamıştır çünkü alıcıların yapması ile satıcılar da zor duruma sokuyordu. Devlet artık koyulan bu ağır kuralları uygulamaya başladığında insanlar tarafından önce göz ardı edilmiş olsa da (Yine uygulanmayacağını düşünmüşlerdir.) birkaç insanın uzun süreli aldığı hapis cezaları ve kimi insanların da aldığı çok yüksek meblağları olan para cezaları ile gözleri korkmuştur. Bu yaşanan olaylar sonucunda alt sınıf insanları artık yapılan çeşitli sahtekarlıkları yapmayı bırakmış eskisi gibi ilerlemeye devam etmiştir. (Yine yapan çeşitli insanlar olsa da artık sayıları yok denecek kadar azdır.) Bu yapılan sahtekarlıkların azaltılması ile birlikte ülke istediği kaybetmiş olduğu otoriteyi geri kazanmış aynı zamanda ülkenin ekonomisinde yaşanan düzelmeler olmuştur. Bu gerçekleşen düzelmelerin ardından yavaş yavaş ekmek karnelerinde belirlenmiş olan azami değerlerdeki temel gdaların gramajlarında artışlar gözlenmiştir. 1 yılın ardından 8 Eylül 1943 yılından sonra ekmek karnesi resmi olarak yürürlülükten kaldırılmıştır.
Yaşanan bu olaylar ülke için ve ülkenin insanları için çok zorlu bir dönem geçirmesine sebep olmuş olsa da ülkenin sonucunda toparlanmaya başlayan ülke artık üretiminde artış göstermiştir. Çiftçiyi bu zamanlarda desteklemeye başlamış olan ülke doğru yollar izlemiş ve bbunun da sonuçlarını alabilmiştir. Sonuçlarını alması ile artık ekmek karnesi yürürlülükten
kalkmış ekmek karnesi ile alınan temel gıdaların ekmek karnesi ile bir bağlantısı kalmamış devlet tarafından el konulmuş olan gıdaların mali ücretleri ürünlerine el konulmuş olan insanalara teslim edilmiştir. Teslim edilmiş olan gıdalar faiziyle birlikte insanlara edilmiş olup herhangi bir madli değer kaybedilkmiş olmasının önüne geçilmiştir.


