İran Devrimi Sonrası Kadının Giyiminin İncelenmesi
- Mümine İrem Keçeci

- 2 Oca 2023
- 3 dakikada okunur
1979 yılında gerçekleşen İran Devrimi, İran halkının Şah yönetiminin katı kurallarına karşı isyan ederek yeni bir yönetim şekline geçişi olarak adlandırılmaktadır. Devrimde sonra başlıca kılık-kıyafet olmak üzere yeni yönetim tarafından birçok alanda kısıtlamalar getirilmiştir. Rejimin kadın giyimini etkileyen yasaları kadınların isyan etmesinin ana nedenlerinden olmuştur. Marjane Satrapi’ nin Persepolis eseri İran Devrimi öncesi ve sonrası, devrimin gerçekleşmesi ile değişen rejimin halkı ekonomik, siyasi, kültürel ve toplumsal açılardan etkilemesi anlatılmakta olup Devrim sonrası değişen yönetim şeklinin toplumdaki kadınların giyim tarzındaki yeniliklerden etkilenmesi sonucu yaşanan birtakım olaylar aktarılmaktadır. Devrim sonrasındaki süreçte yeni yasaların kadınların giyimleri üzerindeki etkilerinin anlatımı eserden çeşitli örneklerle desteklenmiştir. Bu çalışmada İran Devrimi sonrası rejime karşı çıkıp isyanlarına devam eden kadınların giyimleri ve rejime boyun eğen kadınların giyimleri karşıtlığı incelenecektir.
1979 yılında İran Devriminden sonra İslam Cumhuriyeti adını alan rejim, halkı kendi belirledikleri yasalar çerçevesinde yönetmiştir. Toplumdaki bir kesim ise devletin yeni rejimine ve getirilen yeni yasalara karşı çıkmıştır. İranlı kadınlar ise bu isyanlara katılan kesimlerde yoğunluklu olarak bulunmaktadır. Kadınların toplum içerisinde özgürlüğünü kısıtlayan, kamuoyuna açık yerlerde tesettür giymelerinin zorunlu olması isyanların baş nedenlerinde olmuştur. İran’da özgürlüğü kısıtlanan kadınlar isyanlara katılarak özgürlük isteminde bulunmuşlardır. Bazı isyanlarda başörtüsü, özgürlüğü kısıtlayan bir giysi olarak simgelenmiş ve yakılmıştır. 28 Aralık 2017’de İran’da kadınlar tarafından çıkarılan Beyaz Çarşamba Hareketi’nde bu isyana katılan birçok kadının sosyal medya aracılığı ile başörtüsü takmadılar fotoğraflarını paylaşmışlardır.
“Harekete destek veren kadın ve erkekler bireysel olarak gerçekleştirdikleri eylemlerini sosyal medyaya yükleyerek bir anlamda internet aracılığıyla bir araya gelmişlerdir ya da başka bir tabirle internet üzerinden oluşturulan kamusal alanda bir araya gelmişlerdir.” (Tandoğan,2021: 208)
Persepolis eserinde “ATEŞLEYİN SİLAHLARI ÇEKİN BIÇAKLARI YİNE DE TAKMAYACAĞIZ O EŞARPLARI” (Satrapi, 2022: 83) sloganı ile isyanlar çıkaran kadınların başörtüsü takmadıkları görülmektedir. Rejime karşı kesim her ne kadar tesettür yasasına karşı çıksa bile kadınların birçoğu canlarını korumak için kamusal alanlarda tesettür giymek zorunda kalmışlardır fakat isyanlara baş örtülerini yarım takarak, ayak bileklerini kapatan uzun giysiler yerine daha kısalarını giyerek devam etmişlerdir.
Devrimden sonra kadınların birçoğu kılık-kıyafet yasası ile özgürlüklerinin kısıtlanması sebebiyle isyanlarla rejime karşı çıkmıştır. Yeni yönetime karşı çıkmayan kadınlar da bulunmaktadır fakat bu kadınların dolaylı yoldan devlet ile bir bağları oldukları görülmektedir. Persepolis eserinde bir öğretmenin “Ayrıca türbanlarını doğru taksınlar!” (Satrapi, 2022: 105) sözü geçmekte ve bu öğretmenin tüm vücudunu kapatan bir tesettür giydiği görülmektedir. Başka bir örnekte ise “Etrafta kadın devrim muhafızları geziyordu. 1982 yılında oluşturulan gruptu ve düzgün örtünmemiş olan kadınları (benim gibi) tutukluyorlardı.” (Satrapi, 2022: 139) Eserde bu kadınların yönetimin istediği şekilde yani vücutlarının her yerini kapatan kıyafetler giydiği görülmektedir. “Kocam savaşta şehit oldu. Umarım Saddam cehenneme gider!” (Satrapi, 2022: 334) Alıntısıyla kadının tamamen siyah bir çarşaf giydiği görülmektedir. Devrimden sonra rejimim kadınların giymesini istediği modelde kıyafetler giyen ve devletle dolaylı yoldan bağlantısı olmayan kadınların ise İslam dini benimsedikleri görülmektedir. Alıntıda geçen cehennem sözcüğü dini bir simgedir ve bunu söyleyen kadının giyimi rejimin yasasına uygun olduğu görülmektedir.
Değişen devlet yönetimi ile İran halkı da devrimden sonra değişim göstermiştir. Devletin koyduğu yasa ile kapanmak zorunda kalan kadınların birçoğu bu yasaya karşı çıkmıştır. Çıkarılan isyanlarda kadınların başörtülerini yakması, devletin uygun görmediği renklerde kıyafetler ile isyanlar çıkarması rejim karşıtlarının göstergesi olmuştur. Bu isyanlara karşı rejimin uygun gördüğü giyim tarzına uygun giyinen kadınların çoğunun devlet ile bağlantısı olduğu, olmayan kadınların ise din sembolünü benimsemiş oldukları saptanmıştır. Her ne kadar kadınların çoğu isyanlar çıkarsa bile kamusal alanlarda belirli bölgelerini kapatarak ve türban takarak gezmeleri yeni devlet sisteminin katılığının toplum üzerinde yansıması olmuştur. Yapılan bu araştırmada isyan eden ve rejime boyun eden kadınların giyimleri incelenmiş ve kılık-kıyafet alanında iki kesimin arasında çok büyük bir fark olmadığı gözlemlenmiştir.
Kaynakça:
Satrapi, M. (çev.) Çelik,E. (2022). Persepolis, Panama Yayın. Ankara
Tandoğan, Ş. M. (2021). İran'da Kadın Hareketleri: Beyaz Çarşamba Hareketi Örneği. 2(5), 215-224. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1922472


